İş hayatında sağlıklı, başarılı, verimli olabilmenin en önemli etkeni sağlıklı beslenmektir. İş kazalarından, iş gücüne, verimlilikten, sürekliliğe birçok noktada sağlıklı ve sağlıksız beslenen çalışan ayrımı yapılabilmektedir. Yeterli ve dengeli beslenemeyen işçinin iş kazası yapma riski artmakta, verimliliği, işe devamlılığı azalmakta, kısaca çalışma kapasitesi düşmektedir. Yetersiz ve dengesiz beslenmenin sonucunda oluşan kan şekerindeki düzensizliklere bağlı olarak yorgunluk, dikkatsizlik, halsizlik gelişmekte ve bu durumların sonucu olarak da iş kazalarının sayısında artışlar olmaktadır. Çalışma öncesi yüksek karbonhidrat içerikli besinlerin (ekmek, hamur işleri, tatlılar, şeker vb.) ve yemeğin fazla tüketilmesi ile yorgunluk, dikkat dağınıklığı, uyku hali. Basit karbonhidrat tüketiminin fazla olması durumunda; öncelikle insülin salınımı artar, kandan dokulara glikoz geçişinde artış olur, çalışma saati başlarında kan glikozunda hızlı düşüş ve hipoglisemi gelişir. Hipoglisemi baygınlığa kadar varabilen riskli bir süreçtir. Ayrıca alınması gerekenden fazla enerji alınması, alınan enerjinin çoğunluğunun karbonhidrat kaynaklarından sağlanması gibi durumlar şişmanlıkla sonuçlanacaktır. Tüm bu etkiler iş verimini azaltan ve iş güvenliğini riske atan göz ardı edilmemesi gereken konulardır.
Enerji gereksinimi karbonhidratlardan ve yağlardan karşılanmaktadır. Yeterli ve dengeli beslenen bir işçide enerji ihtiyacı için proteinler enerji kaynağı olarak kullanılmazken, yetersiz beslenmeye bağlı olarak proteinler birincil enerji kaynakları yerine kullanılabilmektedir. Ayrıca ağır işlerde çalışan işçilerde kas dokusu fazladır. Buna bağlı olarakta kas için gerekli olan protein gereksinimi de artmaktadır. Özellikle ağır işlerde çalışan işçilerde ve yaşı küçük işçilerde protein alım miktarları arttırılmalıdır.
İşçiler çalıştıkları sektöre, çalışma ortamlarına bağlı olarak birtakım gazlara, kimyasal maddelere, toza, fazla miktarda güneş ışığına, sıcağa maruz kalabilmektedirler. Bu nedenle işçilerde yeterli ve dengeli beslenme ile antioksidanların alımı da çok önemlidir. Tek öğünde veya az sayıda öğün yapmak kan şekeri dengelerini etkileyecek ve verimlilik, dayanıklılık, iş gücü kapasitesini azaltacaktır. Bu nedenle 3 ana öğün (sabah, öğle, akşam) ve 3 ara öğün (kuşluk, ikindi, gece) mutlaka yapılmalıdır. Ara öğünlerde bisküvi, kraker gibi geçiştirme şeklinde beslenilmemelidir.